1 Temmuz 2012 Pazar

BURGER SORUNSALI

İlk yazımı yemek üzerine yazmayı tercih ediyorum. Yazının başlığından da anlayacağınız üzere "burger" leriyle övünen bazı işletmeleri karşılaştırma kararı aldım. Bu karşılaştırdığım işletmelerin hemen hepsinde defalarca burger yedim hatta farklı birçok şubelerinde bulundum.

"Burger" hızlı yemek (fast-food) alışkanlığının olmazsa olmazı. Lezzet unsuru geri plandaymış gibi dursa da kazın ayağı hiç de öyle değil. Burger de yiyor olsak yediğimizden lezzet alabilmeli, işletmenin içerisinde kendimizi rahat hissedebilmeliyiz.

Yazıya  burger işinin en popülerleri ile başlamayı uygun buluyorum. Bu firmaların üzerinde çok durmayacağım; malumunuz bu markalar hakkında herkesin öyle ya da böyle bir fikri vardır. Evet pek tabii Burger King ve McDonalds'tan bahsediyorum. İşte yukarıda bahsettiğim hızlı olsun da nasıl olursa olsun işi burger anlayışına sahip işletmeler bunlar.
Pekala, itiraf ediyorum ben de uzun bir müddet boyunca hepimiz gibi bu burgercilerin önünde uzayan kuyrukların içerisinde yer aldım. Bir sürü menü denedim ve keyif aldığımı düşünerek bir sürü hamburgeri mideme indirdim. Hepimiz gibi ben de bu firmaların eşantiyon sosları ile mutlu oldum.

Burger'in sadece bu işletmelerdeki gibi yapıldığını düşündüğümüzden midir ya da bu işletmelerin dünyadaki popülerliğinden midir bilinmez hepimizin-halihazırda da- buraların hamburgerlerine bayıldığı dönemler vardır. Oysa ne tavuklu ne de etli burgerler lezzet gözetilerek yapılıyor bu işletmelerde. Arka taraftaki telaşta kimsenin lezzeti, estetiği vb. düşündüğü yok farkındasınızdır zaten. Ee ön taraf için de aynı şeyleri söylemek mümkün.


Burger deneyimini yaşadığım ama pek de memnun kalmadığım bir işletmeden bahsedeceğim şimdi. Dükkan Burger.  İşletmenin tek olumlu yanı sanırım adlarını -biraz daha- Türkçe tercih etmeleri ve mekanlarında kullandıkları konseptleri. Özellikle İstiklal Caddesi'ndeki şubelerinde eksi ile moderni birleştirmeyi başarmışlar. Bunun dışında kayda değer bir tad alamadım mekandan. Ürünleri kağıt üzerinde getirmeleri bir tarz yaratma çabası gibi dursa da lezzet sıralamasında bahsettiğim ve edeceğim mekanlar içerisinde 3. sırada yer alabilir. Fiyat konusunda da orta direği çokça zorlayacak bir mekan Dükkan Burger.


Evet Burger krizi yaşadığım bir dönemin ardından neyse ki harika bir yerel işletme ve pek tabii onların burgerleriyle karşılaştım. Hem genel konseptleri ve misyonları hem de şubelerinin dekorasyonu ilgimizi çeken unsurlar oldu. "Masamızda dostlar renk renk..." gibi bir sloganları var bahsettiğim bu işletmenin. Yalnızca İzmir'de şubelerinin olması pek çok İstanbullu ve Ankaralı için büyük bir talihsizlik. Evet, Friends and Burgers'tan bahsediyorum. İşletmenin adının İngilizce olması beni rahatsız etse de bu durum bambaşka bir yazı konusu. Her neyse İzmir'de Balçova Kipa ve Karşıyaka Ege Park'ta şubeleri bulunan F&B'de hem tavuk hem de et burgerlerin ızgarada pişirildiklerinin hemen farkına varıyorsunuz. Tavuklu olanlarında tavukun incik diye adlandırılan bölümü kullanılıyor ki bu beyaz ete nazaran çok daha lezzet katıyor burgere. Şubelerinin genel rengi beyaz ve mekan beyaz taş duvar ve üzerinde mekanı tercih eden dostların bir sürü fotoğrafı ile kendini belli ediyor. Bu anlamda Ege'de bir sahil kasabasında bembeyaz ahşap sandalyeler üzerinde yemek yiyorsunuz hissiyatını duyuruyor size F&B. Kesme tahtasının üzerinde gelen burgerlerin yanında baharatlanmış elma dilim patatesler ikram. Burgerinizi ister bıçakla isterseniz de klasik bir biçimde kağıdında yiyebiliyorsunuz. Fiyat konusunda yazdığım ve yazacağım bütün mekanlardan daha iyi olan F&B, "Bu fiyata bu kalite inanılmaz! "sözlerini söyletecektir size.
Her anlamda 5 üzerinden 5 yıldızı hak eden F&B, ızgaranın cilvesinden yiyeceklerin size geç geldiği bir mekan, hatırlatalım. Bu mekan umuyorum ki şubeleşir ama şubeleştikçe değerinden bir şey kaybetmez ve diğer şehirlerdeki insanlar da bu Burgerlerin farkına varır.



Şimdi de geçtiğimiz gün bu yazıyı yazmama neden olan mekanı değerlendireceğim. Burger House. Bir İngilizce faciası daha. Bir işletmem olsaydı adını ben de İngilizce mi koyardım diye merak etmiyor değilim ama nedense bu durum beni çok kızdırıyor. Her neyse... Sloganları "Söylemiyoruz,iddia ediyoruz; şehrin en iyi burgerini biz yapıyoruz" olan bir işletme Burger House. Haksız da sayılmazlar sanırım İstanbul'un en iyi burgercisi kendileri;ama Türkiye'nin asla değil! Bağdat Caddesi üzerindeki şubesine gittiğim Burger House'ta F&B'de o lezzeti bulduysam her işin pirini yetiştiren İstanbul'da çok daha iyisini yeriz diyerek oturdum masaya.  İşletmenin dikkat çeken yanı upuzun bir yemek masasını pek çok insanın paylaşıyor olmasıydı. Bu işletmeye samimi bir hava katsa da uzun vadede insanları rahatsız edecek bir tarz oluşturmuş. Yerin kısıtlı oluşu da bu konsepti gerekli kılmış olabilir diye düşünüyorum. Burgerleri içinse lezzet sıralamamda ancak 2.liği verebilirim diyorum. Tavuklu olanında kullandıkları bölge tavuğun beyaz eti ki bu burgerin kuru ve lezzetinin kısıtlı olmasına neden oluyor. İçerisindeki malzemelerde karamelize soğan ve mısır burgerin tek artı yanı. Burger kayığa benzer bir tava içerisinde sunuluyor ve belirtmeliyim ki elma dilim patatesleri ikram değil! Masanızın hemen yanında yüzlerce ıslak mendil görüyor ve anlam veremiyorsunuz ta ki burgerinizin kağıttan kayarak tavaya düştüğünü ellerinizin battığını görene kadar. Bu diğer burgerlerde pek rastlamadığım bir durum oldu. Sebebi domates ve karamelize soğan olmalı. Fiyat konusunda da orta direği yıkacak bir politikaları olduğunu söyleyebilirim.



Sonuç olarak benim gözümde burger sıralaması: 
    
F&B > Burger House >Dükkan Burger >Burger King > McDonalds





2 yorum:

  1. Konuyla büyük ölçüde ilgisi yok; ama yazını okuyunca söylemeden edemedim; yakın zamanda Richard Linklater'in "Fast Food Nation" diye bir filmini izledim; çok ilginç bir filmdi, fast food denilen yiyecek kültürü ve bunun arka planında olanlarla ilgili oldukça ilginç gözlemleri vardı. yarı-belgesel tadında çekilmiş bu film ilgini çekebilir diye düşündüm.

    YanıtlaSil
  2. merak ettim ve hemen listeme ekliyorum. şu sıcak yaz günlerinde ilginç ve keyifli bir deneyim olacaktır. fast food kültürünün egemen gücün ehlileştirme çabasının ürünü olduğu pek açık bakalım yönetmen bize neleri hissettirecek. öneri ve yorum için teşekkürler!

    YanıtlaSil