19 Kasım 2013 Salı

"CADDE" BİR GÜFTEDİR HÜLÂSÂ



Yaşar Günaçgün’ün Cadde albümü, sanatçının 9.stüdyo albümü olarak müzikseverlere sunuldu. Diğer 8 albümde olduğu gibi şarkıların besteleri hakkında tatmin edici değerlendirmeler yapabilecek dostlar tanıyorum. Ben müziğin inceliklerinden pek anlamayan biri olarak besteler hakkındaki düşüncelerimi Cadde’de akordeon, klasik gitar ve tabii ki buziki nağmelerini duymaktan keyif aldığımı belirterek sonlandırmalıyım sanırım. Birkaç albümdür sesini alçaltan, melodilerini dinginleştiren sanatçının Cadde’de Akdeniz’in o derin yarlarını döven dalgalar gibi coşarak güftelere can vermesine  “özlemişiz o tizleri, o çıkışları” dediğimi de eklemeliyim. 
Yazımda az buçuk anladığım işle uğraşarak, şiirle müziği aynı potada eriten bir ses sanatçısı olan Günaçgün’ün Cadde albümündeki 3 güftesine vokabüler ve imgesel açıdan yaklaşmaya çalışacağım.

Yaşar şarkılarına muhteva açısından yaklaştığım yazımı okuyanlar hatırlayacaktır (Burada) Yaşar’ın şarkılarının pek çoğu şiirlerde olduğu gibi şerh gerektiren yapıtlardır. Yaşar’ın her albümünün bir teması olduğu aşikâr. Zirveye çıktığı ilk üç albümde sanatçının genel olarak “güzelleme” tarzında karşımıza çıktığını görmüştük. Bu albümlerindeki şarkılarında ayrılık dahi olsa sevgiliyi yücelten ve geri dönüşü arzulayan bir ses dinleyiciyi kendine esir etmişti.  Cadde albümünde 2 şarkıda imzası, bir şarkının güftesinde de yardımı bulunan sanatçının çocukluk arkadaşı Alper Arundar’ın güftelerini albümden ayrı düşünmezsek Günaçgün’ün albümüne -sanatçının albüm tanıtımında da söylediği gibi- “ayrılık” temasını yakıştırmak  hiç de yanlış olmayacaktır. Albüm dinlendiğinde 7 şarkının direkt, üçününse dolaylı olarak ayrılık temasının üzerine kurulduğu görülecektir. 

Yaşar Günaçgün imzası bulunan 3 şarkının güftelerine biraz göz atalım.

CADDE
Sanatçının albüm çıkmadan uzun yıllar önce konserlerinde ara ara mırıldanmayı sevdiği bir parçadır Cadde ki hem albüme adını vermiş, hem de güfte olarak albümün yıldızı olmayı başarmıştır. Öyle ki baştan sona hikemi(öğretici) üslubun egemen olduğu, sanatçının yıllar içinde nasıl demlendiğini ispatlayan bir beste Cadde.  Günaçgün şarkıya şarkının bütününe hakim olacak duyguyu bir soru ile aktararak başlıyor: “Nedir o akan yazık yaşına / Zaten hep yalnız değil miyiz ?”.  Bu girizgahın ardından hikemi tarzda belirlemesini yapıyor: “İki kişiliktir aşk aslında / Bitirmekte birinciyiz.” Sanatçının hemen bütün albümlerinde kendisini naiflikle hissettiren hoşgörülü sitemine harika bir örnek teşkil ediyor bu dizeler. Sevgiliye sitem; kırmadan, dökmeden genelleştirilerek veriliyor.
Cadde görklü bir şarkı. İmgeleri sağlam, öğreticiliğiyse güfteyi asla banallaştırmayan, kurulaştırmayan…
“Ağlama çiçeğime su / Çiyle gelen çiçek buğusu” bu dizeler şairin düşündürmeyi sevdiğini de gösteriyor. Dizeleri dinlediğinizde ya sevgiliye “ağlama, çiçeğimin suyu gözlerindeki yaşlar değil çiyle gelen çiçek buğusudur” diyen birinin sesini duyuyor ya da “çiçeklerini bir ağlama duvarına dönüştüren aşığın gözlerindeki buğu”ya dokunuyorsunuz.
Cadde’nin nakaratıysa şarkının bütününe yakışır bir hikemilik ve lirizm taşıyor Geliriz belki yan yana / Bir akşamüstü caddede / Bilirsin ayrılıklar kalbe / Sevmeyi öğretir aslında”

GÖZLERİNDE SABAH
Albümde Cadde ile birlikte parlamaya aday bir güfte. Günaçgün’ün bir geri dönüş çağrısı niteliği taşıyan şarkısı Gözlerinde Sabah. Bir ayrılığın yanlışlığını altını çize çize vurgulayan sözlerle bezeli bir beste. Güftede aşık mübah olduğu için gözlerini görmeye geliyor sevgilinin ki bu Divan şiirinin mazmunlardan biridir. Sevgilinin gözlerinin dışında her uzvu aşığa haramdır, gözler aşığa helal kılınmış tek yerdir: Gözlerinde sabah oluyor aşkım / Açıyorsun pencereni / Aşığa mübah dediler geldim / Görmeye gözlerini…” Sanatçı şarkının girizgâhında varlık nedenini bildirdikten sonra ayrılığı ve kaçışı tercih eden sevgiliye seslenir. Bu bölümde de hem Halk hem de Divan geleneğinde sıklıkla kullanılan “dermansız dert” ve “hekim” mazmunları kullanılmıştır. Günaçgün, sevgiliye seslenir ve değerinin kendisinden başka hiçbir kimse tarafından bilinmeyeceğini haykırır. Çağrısına cevabı  hasreti senelerle çarpmadan, sabır taşı çatlamadan beklemektedir ki böylesine bir gidişin ardından bile Günaçgün’ün tüm albümlerindeki  “yücegönüllü içe dönüşü” sezilir. Sanatçı nakarat boyunca gönlüne seslenir ve “Yan yürek yan sönüp de ne yapacaksın / Yanacak,yanacak, yanacaksın”der. Şarkının en çok dikkat çeken dizeleriyse kuşkusuz sevgiliye seslendiği son noktadır: “Bırak biraz kendini / Bırak bulur uçurtmalar gibi / Bu gönüller gidecek yerlerini…”

SEVMEMİZ LAZIM
Albümde güftesel bir değerlendirme yapacağım son şarkı Sevmemiz Lazım. Sanatçının Cemal Süreya hayranlığı sanatçıyı yakından takip edenler tarafından çok iyi bilinir. Günaçgün, yıllar boyunca bestelerinin arasına bir Cemal Süreya şiiri katması için hayranlarından çok talep almıştır. 9. stüdyo albümü Cadde bu beklentilerin mutlu sona erdiği bir albüm olmuş, Günaçgün, “cins şairin” kızının da onayını alarak “San” şiirinden bazı dizeleri, Yunan ezgilerinin kulakların pasını sildiği “Sevmemiz Lazım” şarkısında kullanmıştır. Şiiri hatırlamak gerekirse:

Kırmızı bir kuştur soluğum 
Kumral göklerinde saçlarının 
Seni kucağıma alıyorum 
Tarifsiz uzuyor bacakların


Kırmızı bir at oluyor soluğum 
Yüzümün yanmasından anlıyorum 
Yoksuluz gecelerimiz çok kısa 
Dörtnala sevişmek lazım. 


Günaçgün, Sevmemiz Lazım’da günlerin kısalığından dem vurarak sevgiliyle her an yan yana olma arzusunu dile getirmiş. “Ne lazım, ne lazım bana sana / ne lazım, ne lazım anlasana”diyerek istifhamın göklerinde dolaşmış ve  cevabı da kendisi vermiştir: “Bence bizim/ uykusuz gecelerimiz / korkusuz sevişmemiz/kuşkusuz sevmemiz lazım”. Süreya’nın şiirinin bütün şarkıya sindiği ortadadır. Şiirin son dörtlüğünde yer alan imgelere şarkının son bölümünde rastlarız:

Bence bizim
Yoksuluz gecelerimiz çok kısa
Dört nala sevmemiz
Sevişmemiz lazım

Günaçgün albümlerinde güftelerin başarısı hiçbir zaman vasatın altına düşmemiştir. Güftelerin hemen hepsinin imgesel ve vokabüler altyapıları sağlamdır. Bunda bestekârın iyi denebilecek bir şair olmasının payı çoktur diyebiliriz. Cadde albümünde hem bestesi hem de güftesi ile gönüllere kazınabilecek 10 parça var. Koleksiyon rafınızda bir yer açın Cadde’ye mümkünse A9 rafı olsun. Keyifle dinleyin!



1 yorum:

  1. Eski albümlerini çok sevdiğimiz şarkıcıların yeni albümlerini o kadar beğenmememiz güzel olmadığından mı
    Yoksa bizden mi kaynaklanıyor acaba.. belki de sevdiğimiz zamanki ruh halimizden kaynaklanan birşey..
    Yaşar'ın eski şarkılarını severim, bazılarını ara ara açar dinlerim hala.. ama yeni albümler o kadar içine işlemiyor insanın..
    bir "masal" ya da bir "aldanırım" olamıyor mesela..

    YanıtlaSil