8 Kasım 2016 Salı

OKUDUM: GÜNEŞ SEPETİ / MUZAFFER KALE

Sait Faik Hikaye Armağanı almış kitapları takibe devam ediyorum. Bu sefer 2016 yılının ödüle layık görülen öykü kitabı Güneş Sepeti'ni okudum. Kitabı bitirir bitirmez kitap hakkındaki eleştirilere göz attım. Genelde olumlu şeyler söyleniyor kitap hakkında. Benim izlenimim de olumlu oldu. Sine Ergün'ün Bazen Hayat'ı üzerine okununca birbirine tarz olarak yakın iki kitabı üst üste okumuş oldum.  
 
Önceki yazıda da belirttiğim üzere özgünü yakalamış kısa öyküler yazmanın büyük beceri gerektirdiği ve bunun takdire şayan bir çaba olduğu ortada. Muzaffer Kale şiir dünyasında kendini var etmiş, son dönemin kayda değer şiirlerinin sahibi sanatçılardan. Düzyazı ile okurun karşısına çıkıp bu çıkışı Sait Faik ödülü gibi prestijli bir armağan ile taçlandırması başarısını daha da anlamlandırıyor.
 
Öyküleri oldukça sade bir Türkçe ile yazılmış. Öyküleri durum öyküsü geleneğinin örnekleri diyebiliriz. Öykülerinde hayata dair kesitler var. Uzun uzadıya anlatılan olayların öyküsü Maupassant tarzını değil de yazarı özgür bırakan Çehov tarzını benimsemiş bir yazar Kale.
 
Muzaffer Kale'nin öykülerini okurken bir şairin öykülerini okuduğunuz o kadar belli ki.  Zaten bir söyleşisinde öykülerindeki şiirsel söyleyişin nedenini sorgulayan bir soruya verdiği yanıtla niyetini belli ediyor usta yazar: "Dille kurulan yapılarda, yazılan bir makale değilse, anlamın bir (ölçüde) parlamasına gerek duyulur. Çünkü yazılan o nesnenin, o durumun, o duygunun kendi doğasında var olan dirimsel parlamasını da metne taşımak zorundayız. Şiir dışındaki metinlerde, şiirin olanağı olan dilin kullanılışı, anlam katmanları oluşturmayı amaçlamaz. Metne canlılık katar. Bu kitaptaki öykülerin bazılarının çok kısa oluşu gözetilen bir tavrın sonucu. Eksiltildiler."
 
Ben kitaptaki öyküleri yeni bir tarz arayışında olması bakımından beğeni ile okudum. Yazarın hayatın pek çok kesitini kendi üslubunca okurun huzuruna çıkarmasını takdir ettim. Bütün bunlara rağmen olay öykücülüğünün okuru merakta bırakan yanından çok daha fazla haz aldığımı belirtmem gerekir. Durum öykücülüğünün yetkin ve özgün olduğunu düşündüğüm bu örnekleri yazarın Güneş Sepeti'nde toplanmış. Kale, kesitlerinde çizdiği insan portreleri ile bazen iç sızlatmayı bazen insan sorular sordurtmayı başarıyor. Tekdüze öykü kitaplarından sıkılmış yeni bir tarz denemeyi arzulamışsanız kitapçıların tamamında görebileceğiniz bir öykü kitabı Güneş Sepeti. Edinin, okuyun derim.
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder