Pozitivizm,
natüralizm gibi felsefi ve edebi akımları sıkıcı lise edebiyat ya da
felsefe derslerinden hatırlayanlar için Beşir Fuad ne ifade eder bilmem
ancak bu toprakların ilme, fenne kısacası pozitif bilimlere yürekten
inanan insanlarındandır adı geçen sanatçımız.
Beşir
Fuad 1852 İstanbul doğumludur. Çağdaşları gibi iyi bir eğitimin
sonrasında önemli devlet görevlerine getirilen Fuad, döneminin diğer
sanatçıları kadar adını duyuramasa da enteresan ölümü ile hafızalara
kazınmıştır.
Beşir
Fuad, ülkemizde Tanzimat Dönemi Edebiyatı sanatçılarından Nabizade
Nazım gibi Natüralizm akımının etkisinde kalmış, ülkemizin de ilk
pozitivisti olarak değerlendirilmiştir.
Natüralizm
akımı realizmdeki gerçeği gözlemlerle arayan anlayışın bir kademe
artmış halini temsil eder. Natüralist sanatçılar eserlerini neredeyse
istatistiki bilgilerle doldurulmuş deney raporlarından yola çıkarak
oluştururlar. Edebi malzemeyi adeta bir laboratuvar olarak gördükleri
Natüralizm akımının prensipleriyle yoğurur ve oldukça gerçekçi eserler
ortaya koyarlar. Dünya edebiyatında hepinizin bildiği gibi Emile Zola bu
akımın en önemli temsilcisidir.
Konuyu
somutlaştıralım. Natüralist bir yazar eserini Yörükler ile ilgili
yazmak istiyor olsun. Anlayışına göre uzun uzun gözlemler Yörükleri.
Öyle ki bu insanların gerçek davranışlarını eserlerinde vermek
mecburiyetindedir. Hatta natüralist yazarımız Yörüklerin arasına
karışarak onlardan biri gibi yaşamaya başlar ve o insanların
yaşayışlarını bizzat yaşamak ister.
Bazılarınız
bütün bu anlattığın sıkıcı şeylerin Beşir Fuad'la ne ilgisi var ki
diyecektir. Başta da belirttiğim gibi sanatçımız ülkenin ilk pozitivist
ve natüralistlerindendir. Yazdığı eserlerde gerçekliği birebir
yansıtmayı amaçlar. Ve yine başta da belirttiğim üzere ölümüyle
hafızalara kazınmıştır.
Bilimin
toplumun gelişimindeki önemini çok iyi kavrayan değerli sanatçının
intiharı üzerinden çok yorumlar yapılmıştır. Bazı edebiyat
tarihçilerinin de iddia ettiği gibi ölüm hissini anlamak ve bunları bir
edebi metin olarak kaydetmek için intihar eden Beşir Fuad,
natüralistlerin yöntemlerinden yola çıkmış olmalıdır. İntiharı sırasında
kaleme aldıklarının ailesi tarafından imha edildiği söylenen yazarın
ölümü öncesinde yazdıklarını ve intiharı sırasında yazdığı iddia edilen
yazısını bir kez daha yayımlayalım:
İntiharı öncesi Ahmet Mithat Efendi'ye yazdığı mektubundan:
“…Hayatımda
fenne hizmet eylediğim gibi, cenazemin de öyle hâdim olmasını arzu
eylediğimden, cenazemi teşrih olunmak üzere teberruan Mekteb-i
Tıbbiye’ye terk eyledim ki veresem şu arzuma mâni olmazlar. İntiharımı
da fenne tatbik edeceğim; şiryanlardan birinin geçtiği mahalde cildin
altına ‘klorit kokain’ şırınga edip buranın hissini ibtal ettikten sonra
orasını yarıp şiryanı keserek seyelan-ı dem tevlidiyle terk-i hayat
edeceğim…”
İntiharı sırasında yazdığı iddia edilen parça:
“Ameliyatımı
icra ettim hiçbir ağrı duymadım. Kan aktıkça biraz sızlıyor. Kanım
akarken baldızım aşağıya indi. Yazı yazıyorum kapıyı kapadım diyerek
geriye savdım. Bereket versin içeri girmedi. Bundan tatlı bir ölüm
tasavvur edemiyorum. Kan aksın diye hiddetle kolumu kaldırdım. Baygınlık
gelmeye başladı.”