Son dönemde İzmir'de -inanılması güç ama- devlet tiyatrosuna bilet bulmanın sıkıntısı beni sahnelerden uzaklaştırmıştı. Hasbelkader Kurban oyununa bilet bulmuş, keyiften dört köşe olmuştum. Ne yalan söyleyeyim İzmir'e gelen özel tiyatrolar -tesadüf müdür bilmem- bugüne kadar beni hiç tatmin etmedi. Ya yol yorgunluğu ya oyuna iyi konsantre olamamak izlediğim oyunlarda keyfimi kaçıran unsurlardan oldu.
Zoraki Damat'a da bu duygularla gittik. Bir pazar günü 16:30'da sahnelenen bir oyun için oldukça yüksek bir katılım olduğunu söylemeliyim.
Oyun diğer tecrübelerimi anımsatacak şekilde başladı. Unutulduğu belli olan birkaç replik, çok da özenilmeden hazırlandığı ortada olan bir dekor. Birkaç dakika sonra fiyasko ile biter diye düşündüğüm oyunda oyuncular oyunculuklarını göstermeye başladılar. "Oyunun konusu beni sardı" denir ya aynen öyle oldu. Özellikle Somer Karvan'ın sahneye gelmesi ve ortaya koyduğu performans düşüncelerimi değiştirdi diye düşünüyorum. O jest ve mimikler, hafızası yeni yeni kendisine gelmeye başlayan bir adamın şaşkınlık ifadelerinin sahneye yansıtılması, esprilerin sanki doğal ortamında yapılıyormuş gibi sunuluşu... Televizyondan hatırladığım bu değerli oyuncunun bir oyunu yerden kaldırışına şahit olduğumu söylemeliyim.
Pek tabii iki kişinin de hakkını yememeli. Ümit Yesin ve Şebnem Zorlu. Ümit Yesin ara ara sahnede olsa da oyunda olduğu her dakika şive taklitleri ve replikleriyle izleyeni oyunun içinde tuttu. Şebnem Zorlu asıl kız rolünde ne yapılması gerekiyorsa onu yaptı. Evlenmeyi istemiyormuş gibi görünmek için sert duran ama içinde fırtınalar kopan kadın karakterini başarıyla sahneye koydu. Ayşen Gruda, için fazla söze gerek yok. Türk sinemasının büyük isimlerinin arasında yer alan bir duayen o. Replikleri unutuşu bile ustalıkla gizleyebiliyor. Oyun boyunca asıl kızımıza oğlan bulma görevini üstlenen bu tonton nine oyunun taşı gediğine koyucusu rolündeydi aynı zamanda.
Taşı gediğine koyma meselesi aslına bakarsanız önemli. Sanat eserlerinin içerisine-ki bu komedi türüyse- nükte, eleştiri çok yakışıyor. Konuya ilişkin görüşüm ne olursa olsun, hakarete varmayan söz oyunlarını, laf çarpmaları, taş atmaları arıyorum oyunda. Pek tabii bunlara hoşgörü gösterebilme kültürü de yerleşmeli diye düşünüyorum ülkede. Hemen mi ? Hayır tabii ki, bu şiddet ikliminde hemencecik olabilecek şey değil bu.
Sözün özü Zoraki Damat hem keyifli bir zaman geçirmek, hem iyi oyunculuklar görmek isteyenler için iyi bir seçenek. Gidin görün derim. Pişman olmayacaksınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder