Kitapta beni saran yanları yazmadan şunu belirtmeliyim sanırım. Bu blog çağın günlüğü. Elinizde olmayan ve bir gün günlüğünüz yandı diye birinin sizden özür dileyebileceği, hakkında bütün riskleri kabul ettiğiniz bir günlük bloglar. O nedenle okuduğum kitapları, gezdiğim yerleri, yediğim yemekleri hem kendi adıma kataloglamış hem de ihtimal birilerinde merak uyandırmış olmanın keyfini yaşıyorum.
Charles Bukowski'nin Ekmek Arası'nı birkaç kişiye okutabilirsem ne âlâ. CB'nin okuduğum tek kitabı Ekmek Arası. Açıkçası yazarı okuma isteğim değerli yazar Sıtkı Silah'ın katkılarıyla oluştu. Ekmek Arası, resmen ilan edilmemişse de bir yazarın ilk ergenlik ve son ergenlik diye tabir edilebilecek 14-22 yaş arasını anlatıyor. Ortaokul ve lise yıllarında kahramanımızın duygu dünyasının nasıl değiştiğine şahit oluyorsunuz. Bu anlamda otobiyografik bir eser Ekmek Arası.
Kitabı okumaya başladığınız andan itibaren fena sayılmayacak bir Amerikan dram filmi içinde buluyorsunuz sanki kendinizi. 1930'lu yıllarda Amerika'da geçiyor. Yoksul bir aile, sorunlu ebeveynler, sorunlu bir ortamda fiziksel yanı ve bozuk psikolojisiyle cebelleşen bir ergen erkek. Arkadaşlıkları, karşı cinsle münasebeti, yazarlık yanının gelişimi ve daha pek çok şeyi diğer bir deyişle bir yazarın doğuşunu okumaktan keyif alacakların asla kaçırmaması, atlamaması gereken bir kitap Ekmek Arası.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder