Geçtiğimiz yaz o büyük sıcaklarda odamda oturmuş Leyla ve Mecnun-Bir Çöl Masalı'nı yazarken (Şiirsel Tiyatro) internette bu büyük halk hikayesine ilişkin görseller arıyordum. Bu arama sırasında sürekli TRT'de yayımlanan Leyla ile Mecnun dizisinin görselleri geliyordu karşıma ve ne yalan söyleyeyim çıldırıyordum. Dizinin bu denli beni etkileyeceği aklımın ucuna dahi gelmezdi.
Açık söyleyeyim benim dizi izleme alışkanlığım Süper Baba'dan sonra bitmişti. O dizinin sıcaklığını aradım durdum diyebilirim her dizide ve ne yazık ki bulamadım. Kumral Ada Mavi Tuna romanı beni Süper Baba'daki samimiyeti uyandırdığı için etkilemiştir. Neyse bendeki dizi izleme arzusu Leyla ile Mecnun'la karşılaşınca geri geldi.
Genç senarist Burak Aksak'ın senaryosunu yazdığı, yönetmenliğini ise iyi bir sinema adamı olan Onur Ünlü'nün yaptığı "absürd" bir dizi L&M.
Televizyondan olmasa da netten izleyenlerinin sayısı rekorlar kırıyor. Dizi yayımlandığı her gün neredeyse dünya çapında TT olabiliyor. Buna rağmen büyük bir reyting alamadığı ortada.TRT dizinin arkasında duruyor ve bence iyi de yapıyor.
İzleyen kitlesi daha çok üniversite öğrencileriymiş gibi geliyor bana. Absürd'den ve modern hayatın espri anlayışından keyif alanların dizisi L&M. Hadi bu sezon izlemeye başlayayım diyenleri birkaç bölüm hayal kırıklığına da uğratabilecek, "bu nedir ki ya" dedirtebilecek ancak yukarıda saydığım kıstaslara uyabilecek arkadaşları sonrasında çok etkileyebilecek bir dizi. Öyle bir dizi ki güncel siyasi saçmalıkları çok rahat eleştirebilen, bu eleştiriyi çok da kıvrak bir zeka ürünü esprilerle izleyiciye sunan hatta ve hatta yayımlandığı TRT kurumunu dahi yerin dibine sokabilen bir dizi. Yukarıda da belirttim TRT'nin dizinin arkasında durması büyük bir başarı.
L&M öyle bir dizi ki konuşmanızı bile değiştirebiliyor. Örneğin ünlülerin pek de olmadığı bir mekanda yanınızdan Nuri Alço geçebilir ve siz: "Anaaa!! Nuri Alço geçio lan" diyebilirken yanınızdaki L&M fanatiği "Neee?Nuri mi Alço" diyerek sizi şaşırtabilir :) Ya da anlamadığınız bir meseleye "Nasıııııııııl" diye İsmail Abivâri bir şekilde bağırarak yanıt verebilirsiniz :) Pek tabii rakı için incire, şarap için üzüme, tekila için eriğe düşmek ağzınıza pelesenk olabilir, meyve suyunu gazeteye sararak içebilirsiniz.
Birine kızdınız mı diyelim: artık ağız dolusu, ana avrat küfür etmezsiniz. Duş perdesi!!!, Kırık kulplu çaydanlık ya da Sarkozy!!! diye rahatlıyabilirsiniz :)
Dizinin kahramanları ayrı bir yazı konusu dostlar. Dizinin hikayesi de öyle. Bence siz netten başlayın diziyi ilk bölümünden izlemeye. Şu sıcak günlerde canınız sıkılıyorsa bu söylediğimi yapın derim. Sonrasında hem hikayeyi hem de karakterleri şuracıkta tartışırız, konuşuruz. Keyifli izlemeler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder