3
arkadaş…
3
mum…
3
şişe…
Karanlıkta
mum ışığında titreyen gölgelerimiz
Gibi
çarpıyordu kalbimiz
Maskesiz
olmanın verdiği korkuyla
Ve
sigara kokusu gibi içimize sinmişti
Söylediğimiz
en gizli sözler
Lisede
aynı sıraları paylaştığım değerli arkadaşım şair / yazar Mert Yüksel ilk kitabı
“İçimdekiler” ile okura merhaba dedi. Deneme ve şiirlerden oluşan bu kitabı
henüz kendisinden haberdar olmayan okura tanıtmak, yapıtın sırlarını ele
vermeden kısaca değerlendirmek diğer hiçbir yapıtın eleştirisinde olmadığı
kadar mutlu ediyor beni. Keza Yüksel, devamının geleceğini umduğum kitapların
ilkini bizlerle buluşturarak genç yazar adaylarına karanlıktan önlerini
göremedikleri yayıncılık yolunda ışık tutmuş ve ilham verici olmuştur.
Yukarıda
da belirttiğim gibi sanatçının şiir ve düzyazılarının yer aldığı bir eser “İçimdekiler”.
Cinius Y4ayınları tarafından yayımlanan kitapta Yüksel’e ait 35 şiir ve 4 adet
de öykü ve denemeden oluşan düzyazılar bulunuyor.
35
şiirin 35’inde de sözcüklerde hece hece damıtılmış samimiyeti, dizelerdeyse
ilmek ilmek işlenmiş saf aşkı ve aşkın dışında pek çok duyguyu
bulabiliyorsunuz. Samimiyet şiirde önemli ölçütlerden biri kanımca. Hele ki
günümüz Türk şiirinde hasret kaldığımız bir unsur. Yüksel şiire yepyeni bir
soluk getirmek derdinde değil. Şiirde yeniyi değil samimiyeti arıyor belli ki.
Kimselerin anlayamayacağı, hiçbir zeka parıltısı taşımayan imgelerle boğmamış
dizelerini. Şiirler bir çırpıda okunuyor ve şairini hiçbir karanlık nokta
bırakmadan anlatıyor. Sanatçı fikrini de
duygusunu da samimice açık etmiş okura anlayacağınız. Buradan şiirlerinde imgeye, mecaza, söz
oyunlarına hiç başvurmamış anlamı çıkmasın. Başta da belirttiğim gibi
samimiyeti ve yalınlığı hiçbir zaman elden bırakmadan, olması gerektiği gibi
şiirini saydığım anlam unsurlarıyla bezemiş sanatçı.
Gelin yukarıda anlatmaya çalıştığımı birkaç dize ile ispatlamaya çalışalım: Sanki uzanabilsem koparabileceğim / o yasak elma gibisin / kötülüğün saklı güzelliği… & Birbirimize anlattık / gerçek hikayelerimizi / aynı hikayelerdi / hiç farkı yoktu / seviyorduk / fakat tek bir sorunumuz vardı / sevilmiyorduk dizeleri Yüksel’in şiirindeki üslubu, dizelerindeki yalınlığı ve anlam derinliğini çok güzel özetliyor.
Şiirler
biçimsel olarak serbest şiirin izlerini taşısa da dizelerde herhangi büyük bir
şairin kokusunu alamıyorsunuz. Bu anlamda özgün sayılabilecek şiirler kaleme
alan Yüksel’e yöneltilebilecek tek olumsuz eleştiri bazı dizelerde gereksiz
tekrarlara düşmüş olmasıdır. Şiirde
müzikaliteye önem veren biri olarak şiirlerde ses uyumunun ikinci planda
tutulması da kenara aldığım notlardan biridir.
Deliliğin sınırında yaşıyorsak ikimiz de
Sabahlar
karanlık, geceler aydınlık bize
Aşk
ve sevgi adına yazamıyorsak şiirlerimizi
Suç
bizde değildir.
Yukarıdaki
dizelere benzer pek çok dize sanatçının lirizme yaslandığının kanıtı.
Şiirlerinde toplumsal kaygı yok denecek kadar az. Bununla birlikte coşkun bir
lirizm kendisini, aşk, yalnızlık, sitem gibi duygu ve durumlarla gösteriyor.
Şiirlerde ölüm, metafizik gibi kavramlar da lirizmi destekler nitelikte. Ölüm
ve yok oluş şiirlerdeki duygu derinliğinin oluşumunda hayli faydalı olmuş.
“İçimdekiler” sadece merhaba ben de buradaydım diyen bir
yazarın ilk ve son kitabı olmayacaktır. Yüksel, şairlik ve yazarlık yeteneğini
bu ilk göz ağrısının ardından bizlere göstermeye devam edecektir diye umuyorum.
Keza Türk edebiyatının ve özellikle de şiirinin karamsarlığın karanlığında
boğulduğu, belli belirsiz soğuk imgelerin ağından bir türlü kurtulamadığı şu
günlerde böylesine samimi, yalın ve cesaretle atılmış adımlara ihtiyacı var.
Yolun açık olsun sevgili arkadaşım!
KİTABI SATIN ALMAK İÇİN: http://www.idefix.com/kitap/icimdekiler-mert-yuksel/tanim.asp?sid=HAYI5BEYP3JMG0TWXJEL
KİTABI SATIN ALMAK İÇİN: http://www.idefix.com/kitap/icimdekiler-mert-yuksel/tanim.asp?sid=HAYI5BEYP3JMG0TWXJEL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder