21 Eylül 2013 Cumartesi

OKUDUM: İÇİMDEKİLER

3 arkadaş…
3 mum…
3 şişe…
Karanlıkta mum ışığında titreyen gölgelerimiz
Gibi çarpıyordu kalbimiz
Maskesiz olmanın verdiği korkuyla
Ve sigara kokusu gibi içimize sinmişti
Söylediğimiz en gizli sözler

Lisede aynı sıraları paylaştığım değerli arkadaşım şair / yazar Mert Yüksel ilk kitabı “İçimdekiler” ile okura merhaba dedi. Deneme ve şiirlerden oluşan bu kitabı henüz kendisinden haberdar olmayan okura tanıtmak, yapıtın sırlarını ele vermeden kısaca değerlendirmek diğer hiçbir yapıtın eleştirisinde olmadığı kadar mutlu ediyor beni. Keza Yüksel, devamının geleceğini umduğum kitapların ilkini bizlerle buluşturarak genç yazar adaylarına karanlıktan önlerini göremedikleri yayıncılık yolunda ışık tutmuş ve ilham verici olmuştur.
Yukarıda da belirttiğim gibi sanatçının şiir ve düzyazılarının yer aldığı bir eser “İçimdekiler”. Cinius Y4ayınları tarafından yayımlanan kitapta Yüksel’e ait 35 şiir ve 4 adet de öykü ve denemeden oluşan düzyazılar bulunuyor.

   35 şiirin 35’inde de sözcüklerde hece hece damıtılmış samimiyeti, dizelerdeyse ilmek ilmek işlenmiş saf aşkı ve aşkın dışında pek çok duyguyu bulabiliyorsunuz. Samimiyet şiirde önemli ölçütlerden biri kanımca. Hele ki günümüz Türk şiirinde hasret kaldığımız bir unsur. Yüksel şiire yepyeni bir soluk getirmek derdinde değil. Şiirde yeniyi değil samimiyeti arıyor belli ki. Kimselerin anlayamayacağı, hiçbir zeka parıltısı taşımayan imgelerle boğmamış dizelerini. Şiirler bir çırpıda okunuyor ve şairini hiçbir karanlık nokta bırakmadan anlatıyor.  Sanatçı fikrini de duygusunu da samimice açık etmiş okura anlayacağınız.  Buradan şiirlerinde imgeye, mecaza, söz oyunlarına hiç başvurmamış anlamı çıkmasın. Başta da belirttiğim gibi samimiyeti ve yalınlığı hiçbir zaman elden bırakmadan, olması gerektiği gibi şiirini saydığım anlam unsurlarıyla bezemiş sanatçı.

Gelin yukarıda anlatmaya çalıştığımı birkaç dize ile ispatlamaya çalışalım: Sanki uzanabilsem koparabileceğim / o yasak elma gibisin / kötülüğün saklı güzelliği… &   Birbirimize anlattık / gerçek hikayelerimizi / aynı hikayelerdi / hiç farkı yoktu / seviyorduk / fakat tek bir sorunumuz vardı / sevilmiyorduk dizeleri Yüksel’in şiirindeki üslubu, dizelerindeki yalınlığı ve anlam derinliğini çok güzel özetliyor.

  Şiirler biçimsel olarak serbest şiirin izlerini taşısa da dizelerde herhangi büyük bir şairin kokusunu alamıyorsunuz. Bu anlamda özgün sayılabilecek şiirler kaleme alan Yüksel’e yöneltilebilecek tek olumsuz eleştiri bazı dizelerde gereksiz tekrarlara düşmüş olmasıdır.  Şiirde müzikaliteye önem veren biri olarak şiirlerde ses uyumunun ikinci planda tutulması da kenara aldığım notlardan biridir.

Deliliğin sınırında yaşıyorsak ikimiz de
Sabahlar karanlık, geceler aydınlık bize
Aşk ve sevgi adına yazamıyorsak şiirlerimizi
Suç bizde değildir.
  
    Yukarıdaki dizelere benzer pek çok dize sanatçının lirizme yaslandığının kanıtı. Şiirlerinde toplumsal kaygı yok denecek kadar az. Bununla birlikte coşkun bir lirizm kendisini, aşk, yalnızlık, sitem gibi duygu ve durumlarla gösteriyor. Şiirlerde ölüm, metafizik gibi kavramlar da lirizmi destekler nitelikte. Ölüm ve yok oluş şiirlerdeki duygu derinliğinin oluşumunda hayli faydalı olmuş.



“İçimdekiler”  sadece merhaba ben de buradaydım diyen bir yazarın ilk ve son kitabı olmayacaktır. Yüksel, şairlik ve yazarlık yeteneğini bu ilk göz ağrısının ardından bizlere göstermeye devam edecektir diye umuyorum. Keza Türk edebiyatının ve özellikle de şiirinin karamsarlığın karanlığında boğulduğu, belli belirsiz soğuk imgelerin ağından bir türlü kurtulamadığı şu günlerde böylesine samimi, yalın ve cesaretle atılmış adımlara ihtiyacı var. Yolun açık olsun sevgili arkadaşım! 



KİTABI SATIN ALMAK İÇİN: http://www.idefix.com/kitap/icimdekiler-mert-yuksel/tanim.asp?sid=HAYI5BEYP3JMG0TWXJEL

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder