3 Kasım 2016 Perşembe

OKUDUM: BAZEN HAYAT/SİNE ERGÜN

Sait Faik Abasıyanık Armağanı kazanmış öykü kitaplarını inceleme hevesiyle altı öykü kitabı sipariş ettim. Elime gelir gelmez ilk okuduğum Sine Ergün'ün Bazen Hayat'ı oldu.
 
Sine Ergün, yaş itibariyle bizim kuşak diyebileceğim bir sanatçı. 80 sonrası kuşağın ilk temsilcilerinde. Ödüllü kitabındaki öyküleri bir çırpıda bitirdim. Öykülerini kısa cümlelerle ve hacimsiz oluşturmayı yeğliyor. Kitabı okurken bir şiir kitabı okuyormuşçasına hızlı ilerledim. Bir şiir kitabı olsaydı elimdeki Garip Şiirinin temsilcilerinden birine ait derdim. Hayatın sıradanlığını, küçük insanın duygularını Garipçiler nasıl da sanatlı söyleyişten uzaklaşarak verebilmişse Sine Ergün de öyküde bu yöntemi denemiş. Sanatlı söyleyişten öyküde sıyrılmak, hayatın sıradan yanlarını kısa öykülerde işlemek fena fikir değil. Sine Ergün bu hususta başarılı sayılmalı ancak ben fark ettim ki şiirde sonuna değin savunduğum sadeliği düzyazıda reddediyorum.
 
Bazen Hayat'ta Sinek hikayesi ile Orhan Veli'nin Misafir şiirinin benzeştiğini düşündüm. Hem tarz olarak hem de sanatçının sonunda vermeye çalıştığı mesaj olarak benzeşiyordu bu iki farklı tür. Bu hikayenin aklımda iz bıraktığını söylemeliyim. Bunun dışında hikayeler ağızda bir tat bırakıyor ancak kahvaltı öncesi iştah açmak için ekmeği zeytinyağına bandırırsınız ya o türden bir tat. İştahlanıyorsunuz ama ana yemeği bulamıyorsunuz.  
 
Bazen Hayat, Sait Faik ödülünü hak edecek kalitede bir eser miydi buna  karar verecek niteliklere sahip değilim ancak basit bir okur olarak öykü türüne yepyeni bir tarz katma çabasını takdir ettim.
 
Not: S
anılanın aksine kısa ve yoğun yazmanın uzun soluklu, hacimli eser yazmaya göre çok daha zor olduğunu bilen biri olarak Ergün'ü tebrik etmeli.
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder