6 Ocak 2016 Çarşamba

DÜŞÜNDÜM: 2016 KÜRESEL ANLAYIŞ YILI

UNESCO geçtiğimiz yılı Işık 2016'yı ile "Küresel Anlayış" yılı olarak adlandırdı. Dünya'nın küresel olarak durumu ortada. Hemen her coğrafyada "insanlıkdışı"nı yaşayan bir toplum mevcutken "anlayış" hatta bu anlayışın küresel bir kavram haline dönüştürüleceği temennisi en hafif tabirle safdillik oluyor.

Bu tanımlamadan yola çıkarak dünyayı tahayyül edemesem de  düşünebiliyorum ülkemi. Büyük şehirleri henüz şehirleşmesini tamamlamamış prematüre köycükler gibiyken şu ülkenin köylerinin bütün kötü yanlarını şehre taşımadık mı ? Sakınan göze çöp batar ya biz hep bir şeyleri aşırırken "aman iyi yanlarını alalım" klişesini yaratıp "her şeyin en kötüsünü becermek" ironisini de yaşıyoruz, kahretsin. Kırsalın saf gönüllülüğünü, misafirperverliğini, cömertliğini, orantısız hoşgörüsünü taşrada bırakıp" şarkın kurnazlığı"nı atmamış mıyız bavulumuza ?

Bu kurtlar sofrasını bizler yarattık son yirmi-yirmi beş yılda. Biz nedir diye düşünmeden edemiyorum tabii. Ben şehirde olmayacak şeylere anlayış gösterme yetisine sahip birisiyim, üstüme iyilik sağlık kardeşim ne bizi?  "Beni dahil etmeyin o gruba!" diyorsanız ne mutlu size! Ama söylemeliyim ki millet yüzlerce metrelik sırayla bir AVM otoparkına girmek için cebelleşirken soldan soldan ilerleyip sıranın başına kaynak yapıyorsanız, gecenin körü açtığınız müzik kanalıyla alt komşunuzun uyuma hakkını hiçe sayıyorsanız, balkondan salladığınız masa örtüsü ile aynı komşuya kahvaltı mönüsünü takdim ediyorsanız, eliniz yeşile dönen her ışıkta kornadaysa, bankamatikteki tuşları görmekte zorlanan amcanın kaplumbağa hızındaki işlemlerinde homur homur homurdanıyorsanız kusura bakmayın ama bir eğreti tuğla ekliyorsunuz demektir bu harabe gecekonduya.

Bir de madalyonun öbür tarafı var tabii yıllardır sürekli düşündüren. Hangi evrede diyorum sürekli, hangi evrede başlıyor yola tükürmeler, bangır bangır müzik açıp metro yolculuğunu zulme çevirmeler. Koca koca adamların bir sokağın girişinde yol verme kavgasını dehşete düşerek izliyorum mesela. Nerede başlıyor diyorum bir kadına tokat atmak, nerede başlıyor küfrü noktalama işareti yapmak ?  Sırf başka türlü yaşamayı seçti diye insanların insanlıktan çıkıp vahşileştikleri ve bir insanın boğazını kesebildikleri  gerçeğine akıl sır erdiremiyorum.  Gerçekten gerçeğe fark var işte: anlayışsızlığı ortadan kaldırmanın ütopya olduğu gerçeğini kabulleniyorum evet ama yukarıda yaşananların makul boyutlara dönüşeceği günlerde yaşamayı ummayı bırakmıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder